9 Kasım 2010 Salı

Reçete


Beşiktaş bugün neden kazanamadı?
Beşiktaş bu sezon istediği oyunu neden bir türlü sahaya yansıtamıyor?
Guti, Quaresma, Bobo, Ernst ve daha birçok yıldıza rağmen Beşiktaş neden düzelmiyor?

Soruları çoğaltabiliriz, birçok nedeni de alt alta sıralayabiliriz. Ama bugün fark ettiğim bir şey haftalardır bu soruları soran beynimde ampulün yanmasına neden oldu. Beşiktaş, Yıldırım Demirören yönetiminde yıllardır her sene hatırı sayılır transferlere imza attı. Başkanın ilk göreve geldiği sezondan bugüne kadar özellikle yabancı transferinde çok ciddi paralar harcandı. Bunların içinde çok kalitelileri de vardı, Beşiktaş’a nasıl geldiğine inanamayanı da. Bunlardan çoğu çok ciddi paralara gelirken bazıları da çok ucuza mal oldu. Böyle geniş bir yelpaze vardı Beşiktaş’ın alışveriş listesinde.

Başkan bu transferleri yaparken tabi ki kulübün başarısını düşündü. İyi ve kaliteli yabancıları alırsa şampiyonlukların geleceğine, başarılı olacağına inandı. Çünkü Galatasaray’ın Fatih Terim döneminde kazandığı başarıların ardında, Fenerbahçe’nin Daum ve Zico’lu dönemde kazandığı şampiyonlukların ardında yatan tek nedenin bu olduğunu sandı. Bu bakış açısı Galatasaray’ın şimdiki başkanı Adnan Polat’ta da var. İkisinin de iyi niyetlerinden kesinlikle şüphe duyulmaması gerekiyor. Ama ikisi de çok büyük bir hata yapıyor.

Türkiye liginde geçmiş yıllara bakıldığında uzun süre başarılı olan takımlarda belki iyi yabancılar (Galatasaray’da Hagi, Taffarel, Popescu, Fenerbahçe’de Alex, Van Hooijdonk, Appiah gibi) yer aldı. Ama bu başarıların gelmesinde kilit rolü genelde bizim çocuklarımız oynadı. Hadi Fenerbahçe kültürü gereği son yıllarda hep yabancılarıyla ön planda oldu. Ama Beşiktaş ve Galatasaray’da olay tamamen farklıydı. Galatasaray’ın efsane kadrosunda Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, Okan, Emre, Suat gibi kemik bir yerli iskeleti saymazsak çok ayıp etmiş oluruz. Beşiktaş’ın ligi tozunu attığı 1989-1995 arası kadroda öne çıkan bir tane yabancı oyuncu yoktu. Düşünün Metin, Ali, Feyyaz, Şifo Mehmet, Rıza, Sergen, Kadir, Gökhan, Recep, Ulvi ve daha niceleri. Aklınıza bir tane yabancı geliyor mu, hayır.

Bugün Beşiktaş’ın kadrosuna baktığımda da bu eksiklik gözüme çarptı. Sahadaki donuk, ruhsuz futbolu görünce bunu düşündüm. İşler kötü gittiğinde yada coşkuyu kaybettiğinde takımı kim ateşleyecek? Bir tek İbrahim Üzülmez’le olmaz bu işler. Beşiktaş’ın eski kadrosunda nerdeyse 8-9 oyuncu böyleydi. Galatasaray’ın o kemik kadrosu son yılına kadar hep bir şekilde zirvedeydi. Hakan Şükür belki eskisi kadar oynamıyordu ama işler kötü gittiğinde hemen devreye giriyor, hadi oğlum hadi aslanımla işi bitiriyordu. Fenerbahçe’de yakın dönemde Ümit Özat, Tuncay şimdiyse Volkan, Gökhan Gönül ve Semih bu işi çok iyi yapıyor. Ama Beşiktaş’ta maalesef böyle tek bir isim var. O da İbrahim Üzülmez. O yüzden Beşiktaş’ın işi çok zor. Ezeli rakibi Galatasaray’ın da. İkisinde de son dönemde müthiş bir yabancı hayranlığı başladı. İkisi de tarihte kazandıkları başarıları nasıl elde ettiklerini unutmuşlar.

Guti, Quaresma, Bobo yine olsun ama kadrosunda gün itibariyle 10 yabancısı var Beşiktaş’ın. Bunlardan ikisi tribünde oturuyor. İkisi yedek kulübesinde. Peki bunların yerine kaliteli genç ve tecrübeli yerli oyuncular alınamaz mıydı? Galatasaray sorunu hala yabancı oyuncuların kalitesinde görüyor. Fenerbahçe ise bu işe uyandı ve son 2 sezondur iyi, gelecek vaat eden yada tecrübeli yerli isimleri katmaya başladı kadrosuna. Gökhan Gönül, Emre, Özer, Mehmet Topuz, Caner gibi. Kemik bir yerli kadro oluşturmaya çalışıyorlar ve doğrusunu yapıyorlar. Çünkü sadece yabancılara bağlı kalarak sahada ısıran, coşkulu ve devamlı kazanmayı arzulayan bir takım yaratmanız Türkiye’de çok zor. Başka ülkelerde bunu başarabiliyorlar ama ülkemiz böyle bir yer değil. Dünyada kadro iskeletini yerlilerden kuran ve ısrarla bunun üzerinde duran benim gözümde iki kulüp var. Manchester United ve Barcelona. Manchester United’ta yıllardır hemen hemen aynı isimleri görüyoruz ve bunların %70’i Adalı oyunculardan kurulu. Giggs, Scholes ve Gary Neville’i bir tarafa koyun. Ferdinand, Rooney, Fletcher, Carrick yıllardır Sir Alex’in güvendiği isimler. O yüzden Chelsea yıldızlarla kurulu olmasına rağmen Manchester’den deli gibi çekiniyor. Çünkü karşısında hala pes etmeyen bir takım var. Barcelona’da ise kilit isim Messi gibi gözükse de Puyol, Xavi ve son dönemde Iniesta takımın olmazsa olmazları. Real Madrid istediği kadar yıldız alsın. Ülkenin en iyi yerlileri Barcelona’da ve bu onları favori yapıyor.

Daha nasıl örnek vereyim bilmiyorum. Şampiyonluklar, kupalar yani tarih her şeyi özetliyor. Bu noktada yöneticilere büyük iş düşüyor. Çünkü ülkemize gelen yabancı teknik adamlar yerli oyuncu transferini yapmazlar. Onlar yabancıları getirir. Bu yüzden yöneticilerimiz uyanık davranacak ve yapılacak iyi araştırmalarla iyi yerlileri kadrolarına katacaklar. Yoksa uzun vadeli başarıların gelmesi çok zor. Paraları saçmaya devam edip, günlük başarılarla kendimizi avuturuz.

Hiç yorum yok: