25 Aralık 2010 Cumartesi

Yılın 11'i


Hep başkalarının seçtiği 11’leri görüyor ve okuyoruz. İşte La Gazzetta’nın 11’i, Soccernet’in, Marca’nın, Four Four Two’nun 11’i gibi. Benimde içimde ukde olmuştur kendi 11’imi yazmak. İşte tüm büyük kupaları gözeterek hazırladığım yılın 11’i. Siz de kendi 11’inizi yazıp, listeye itirazda bulunabilirsiniz. Atış serbest, buyurun.
***
*JULIO CESAR: 2010’un tartışmasız ne çok konuşulan kalecisi desek Cesar için herhalde yanlış olmaz.Casillas, Dünya Kupası kazanma onuruna erişse de Julio Cesar’ın performansı mükemmele yakındı. Şampiyonlar ligi yarı finalinde Messi’nin vuruşunu çıkardığı an bile bu seçimi yapmayı kolaylaştırıyor.
*MAICON: Adayların fazlaca olduğu bu bölgede benim 1 numaram yine bir Interli oldu. Daniel Alves ve Philipp Lahm’a da haksızlık yapmamak lazım ama Maicon geride kalan yılda bir başkaydı. Inter’de olağanüstü bir performans gösteren Brezilyalı Dünya Kupası’nda da çok başarılı olmasına rağmen Sambacıların elenmesine engel olamadı.
*ASHLEY COLE: Dünyada ciddi şekilde sol bek sıkıntısı yaşandığından Roberto Carlos’un yaşlanmasıyla bu yerin 1 numarası olan Ashley Cole’un da bu listeye girmesi çok doğal. Bu sezon mevkisinin adamı olmamasına rağmen üstün bir başarı gösteren Javier Zanetti’yi yada Benfica’nın parlayan yıldızı Portekizli Fabio Coentrao’yu da sayabiliriz ama Ashley Cole yine de bu ikiliden bir parça öne çıkıyordu. Chelsea’nin şampiyonluğunda önemli rol oynayan Cole, savunma ve hücumu yine aynı oranda mükemmel yaptı.
*PUYOL-PIQUE: İkiz gözüyle baktığım bu ikiliden biri olmadığı zaman diğeri pek bir yavan gözüküyor gözüme. Bir araya geldiklerinde ise yıkılmaz bir duvar gibiler. Beşiktaş sürekli hücum oynamaya çalıştığından defansı sürekli eleştiriliyor ya, Barcelona bu işin feriştahını yapıyor. Ama bu ikili arkada nasıl oynanması gerektiğinin dersini veriyor her daim.
*LUCIO: Barcelona’yı durduran savunmadan buraya 2 ismin girmesi kadar doğal bir şey olabilir mi? Nou Camp’taki Çin seddinin baş aktörü Brezilyalı, Inter’e ayak basar basmaz 3 kupa kazandı. Mourinho’nun savunmadaki generali saha içinde tam bir liderdi. Kaybetmekten nefret eden yapısı şampiyonlar ligini daha önce finalde kaçırmanın acısıyla birleşince ortaya korkutucu bir birleşim çıkarttı ortaya. O birleşimde 3 kupanın kazanılmasında formüllerden biriydi.

*XAVI HERNANDEZ: Sadece Dünya Kupası performansı bile Xavi’nin bu listeye girmesine yeterde artar. Güney Afrika’daki turnuva boyunca attığı 669 pasın 599’u isabetliydi. Bu da karşımıza %89’luk bir oran çıkarıyor ki telaffuzu bile yerinizden doğrulmanızı sağlıyor. Barcelona’daki performansını da buna eklersek bu sezon yılın oyuncusu ödülünün 1 numaralı favorisini fazla tartışmaya gerek yok.
*BASTIAN SCHWEINSTEIGER: Günümüzde moda artık 3’lü orta saha. Bu bölümde de bu sezon adından en çok söz ettiren isimlerden biri tabii ki Bastian Schweinsteiger’di. Bayern Münih ve Alman milli takımıyla mükemmel bir sezonu geride bırakan Panzer, alkışı fazlasıyla hak ediyor.
*WESLEY SNEIJDER: Yılın oyuncusu ödüllerinde ilk 3’te olmaması skandal. Mourinho’ya bu konuda kesinlikle katılıyorum. Kulübüyle 3 kupa kazanmış, Hollanda’nın Dünya Kupası finaline çıkmasında başrolü oynamış Sneijder’in yılın oyuncusu ödüllerinde ilk 3’te olmamasının açıklanabilir bir durumu yok. Tamam benimde favorim Xavi ama Sneijder’in sezon genelinde Messi ve Iniesta’dan çok daha iyi bir performans gösterdiği su götürmez bir gerçek. Hal böyle olunca yılın orta sahasında onun adını yazmamak kendime ihanet olurdu.

*CRISTIANO RONALDO: İstatistiklerine baktığımızda onun adının geçmeyeceği bir liste yok. Manchester’daki gol ve asist sayılarını, daha kolay bir lig olan İspanya’da fazla zorlanmadan kıran Ronaldo, 11 yapanların hücum hattına hiç düşünmeden koyacağı bir isim. Onun için centilmen, saygılı, ağırbaşlı kelimelerini kesinlikle kullanamayız ama sahada yaptıklarına şapka çıkarmaya devam ederiz.
*LIONEL MESSI: Uzak ara dünyanın en iyi oyuncusu. Maradona’nın klonu gezegeni sallamaya devam ediyor. Günümüz şartlarını düşünürsek belki Maradona’nın başardıklarına ulaşamayacak ama şimdiden efsaneler arasındaki yerini aldı bile. Dünya Kupası’nda Maradona’nın saçma sapan tercihleri onunda işini zorlaştırdı. Yapabildiği kadarıyla takımını ileriye taşımaya çalıştı. Barcelona’da yaptıklarına ise bir şey söylenemez. Rakiplerinin sakatlansın diye dua ettiği Messi, 11’de ilk yazılacak isim.
*CARLOS TEVEZ: Duygusal davranmış olabilirim ama Tevez’in bu sezonki genel performansı ilk 11’de olmayı hak ettiğini düşündürüyor bana. Burada Diego Milito, Diego Forlan ve Luis Suarez isimleri de rahatlıkla yazılabilir ama Tevez, en uçta olmasına rağmen oyunun iki yönünü de oynamasıyla benim 1 numaram oldu. Ama yine söyleyeyim Arjantin sevgim ağır basmış olabilir. Tevez’i yazmasam Milito olurdu.
Teknik Direktör: Jose Mourinho
Açıkçası başka bir isim düşünemedim. Vicente Del Bosque’ye biraz mirasyedi gözüyle baktığımdan Mourinho benim için bir numaraydı. Çünkü İspanya biraz da Del Bosque’nin hatalarına rağmen şampiyon oldu. Oyuncu seçimleri az kalsın bu mükemmel kadronun elenmesine neden oluyordu. Ama Mourinho sezon boyunca mükemmel bir performans ortaya koyarak bu kadro nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynattı ve bana göre yılın teknik adamı ödülünün doğal sahibi.

Hiç yorum yok: