31 Mayıs 2011 Salı

Paul Scholes'tan veda...


Bir efsane daha yeşil sahalara veda etti bugün. Zinedine Zidane tarafından jenerasyonunun en iyi orta saha oyuncularından biri olarak gösterilen Kızıl Prens lakaplı Paul Scholes, 20 yıllık kariyerini sonlandırdı. Bir sözlükte yer alsa herhalde Paul Scholes’u anlatan en güzel sözcükler şunlar olurdu: Bir United efsanesi, bir istikrar abidesi, saha içinde durmak bilmeyen bir dinamo, ince pasları, müthiş şutlarıyla tam bir winner. Son dönemde Scholes ile beraber oynama şansı yakalayan Michael Owen da bugün Twitter’dan ‘’Gezegende kimse onun kadar güzel pas atamaz. Her gün antrenmanda onu izlemek büyük bir keyifti. Gerçekten inanılmaz bir kariyer.’’diyerek efsaneye olan hayranlığını açık bir şekilde belirtmiş. Scholes’u anlatmaya, övmeye kelimeler yetmez. O yüzden Kızıl Prensin kariyerine şöyle bir göz atalım;

Tüm kariyerini Manchester United’ta geçiren tam ismiyle Paul Aaron Scholes, 16 Kasım 1974’te Salford’ta dünyaya geldi. 14 yaşında ilk antrenmanlarına başladı. 1991 yılında Genç takıma seçildi ve takımıyla Gençler Federasyon Kupası sevinci yaşadı. 1993 yazında Alex Ferguson tarafından A takıma seçilen yıldız oyuncu ilk resmi maçını oynamak için bir sene beklemek zorunda kaldı. Manchester United’ın duble yaptığı 1993-1994 sezonunda hiç forma giyemeyen Scholes, A takımla ilk maçına 24 eylül 1994’te İpswich Town karşılaşmasıyla çıktı. 2 gole imza attığı bu maçla Ferguson’un gözüne girmeyi başaran genç İngiliz sezon boyunca 17 karşılamada forma giyerek 5 gol kaydetti. İlk kez Premier Ligde forma giyme sevincini yaşayan Scholes, ligde Blackburn Rovers’a ve Federasyon Kupası finalinde Everton’a kılpayı kaybedilen şampiyonlukları da çok fazla önemsemedi.

Bir sonraki yıl Manchester United için tek kelimeyle muhteşem geçerken takım ligi Newcastle United’ın önünde zirvede bitirdi. Federasyon Kupası finalinde de ezeli rakipleri Liverpool’u tek golle geçmeyi başarıp duble yapmayı başaran United’da artık daha fazla forma şansı bulmaya başlayan Genç Scholes 26 maçta 10 gole imza attı. 1997-1998 sezonu bir kez daha Kırmızı Şeytanların zaferiyle biterken Scholes bu kez 24 maçta forma giyip ve 3 gol attı. Bir sonra ki yıl ise artık takımın değişilmez ismi olan Kızıl Prens 31 maçta sahaya çıkarken 8 gol kaydetti. Ancak takım ligi Arsenal’in arkasında ikinci sırada bitirdi. 1998-1999 sezonu Kırmızı Şeytanların İngiltere ve Avrupa’yı salladığı yıl oldu. Premier ligde şampiyonluğu ilan eden Manchester United, Federasyon kupasında da Newcastle United’ı devirerek son yıllarda Britanya’nın en büyüğü olduğunu bir kez daha ispat etti. Bunlardan daha önemlisi 31 yıldır hasret oldukları Avrupa şampiyonluğu unvanı vardır ve rakip Alman devi Bayern Münih’tir.

Paul Scholes ise yarı Finalde Juventus karşılaşmasında kart cezalısı durumuna düştüğü için rüyalarını süsleyen bu muhteşem finalde oynama şansını kaçırıyordu. Ferguson ve öğrencileri, Bayern Münih’i son saniyelerde gelen iki golle devirip kupaya uzanırken Kızıl Prens finalde oynayamasa da turnuva boyunca yaptıklarıyla bu başarıdaki en güçlü halkalardan biri oldu. 1999-2000 sezonuna Palmerias’ı yenerek Kıtalararası Kupa zaferiyle başlayan Kırmızılar yıl sonunda da Premier Ligi zirvede kapatarak İngiltere’nin yine tozunu attı. Paul Scholes ise istikrarını bozmayarak 31 maçta forma giyip 9 da gol kaydetti. 2000-2001 sezonu üst üste üçüncü kez kırmızı şeytanların zaferiyle sonuçlanırken bir sonra ki yıl şampiyonluk serisi Arsenal tarafından bozuldu. Paul Scholes ise artık takımın efsane oyuncuları arasında sayılmaya başlanmıştı.

Sonraki yıllarda da Kızıl Prensin performansında bir değişiklik olmadı. United arada 2 kez Arsenal’e 3 kez de Chelsea’ye şampiyonluğu kaptırsa da Scholes, sahada olduğu her dakika en iyisini yapmaya devam etti. Bu anlardan birisi de hiç kuşkusuz 2008’de Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Barcelona filelerine attığı muhteşem golle Manchester United’ı finale çıkardığı dakikaydı. Kırmızı Şeytanlar o sezon Şampiyonlar Ligi’ni kazanırken Scholes 1999’da buruk bir şekilde yaşadığı sevinci bu kez doyasıya yaşar. Kızıl Prens adına bir başka unutulmaz anda 2006-2007 sezonunda yaşanır. Ferguson’un talebeleri ligde önüne geleni adeta ezip geçerken İngiliz yıldız Ekim ayında Liverpool karşılaşmasıyla Manchester United tarihinin unutulmazları arasında ki yerini resmileştirir. Ezeli rakiplerini 2-0 mağlup ettikleri maçla birlikte 500. kez Kırmızı şeytanların formasını giyen İngiliz yıldız bu onura ulaşan dokuz futbolcudan biri olurken galibiyeti getiren gollerden birine imza atar.

İşte United efsanesi Paul Scholes’un başarılarla dolu hayat hikayesi. Çocukluğumdan bu yana Oldham taraftarıyım diyen Paul Scholes oyunculuk kariyerini de bu kulüpte noktalamak istiyordu ancak olmadı. United tarihinin unutulmazları arasında kariyerine son veren Scholes arkasında 10 lig, 3 FA Cup, 2 Lig Kupası, 2 Şampiyonlar Ligi, 2 Kıtalar arası Kupayla inanılmaz bir müze bıraktı.

Hiç yorum yok: