17 Ağustos 2011 Çarşamba

Bobo'nun Ardından...


2005-2006 sezonunda 21.hafta sahaya çıkmıştı, 20 yaşındaki genç Brezilyalı. Aslında gözler onda değil, Trabzonspor’dan kiralanan bir başka genç, Çek golcü Tomas Jun’daydı. Ancak o gün Jean Tigana, tercihini Brezilyalıdan yana kullanarak belki de ilk maçında gol atan Bobo’nun Beşiktaş’ta uzun yıllar oynamasını sağlıyordu. Uzun boylu, teknik, fiziği güçlü genç oyuncunun tek eksiği tecrübeydi ancak kumaşı gelecek vaat ediyordu. O sezonun devre arasında Zago’nun tavsiyesiyle Brezilya şampiyonu Corinthians’tan kiralanmıştı Bobo, zirve yarışı heyecanı yaşayamadığı ilk sezonunda siyah beyazlıların daha sonra bir klasik haline getireceği Türkiye Kupası’nın kazanılmasında 7 maçta attığı 4 golle başrolü oynadı. O sezon ligde 4 gol daha atan Bobo’nun bonservisi sezon sonunda doğal olarak alındı.

Diğer sezonlarda da her zaman görevini en iyi şekilde yapmaya çalıştı Brezilyalı. Beşiktaş formasını en az giydiği 2007-2008 sezonunda bile 21 lig maçında 10 gol atmayı başardı. Beşiktaş formasıyla 1 lig, 4 kupa zaferi yaşadı. Her sene tüm kupalarda ortalama 15 gol atmasına rağmen yönetimle yıldızı bir türlü barışmadı. Hak ettiği saygıyı, gösterdiği başarının karşılığını hem maddi hem manevi bir türlü alamadı Brezilyalı yıldız. Mustafa Denizli takımın başına geldiğinde solda oynattı sesini çıkarmadı, en formda olduğu dönemlerde yedek kaldı itiraz etmedi. Yeri geldi Trabzon’da olduğu gibi kaleye bile geçti. Sahaya her çıktığında elinden geleni yaptı. Taraftar onu sevdi ama Bobo diye çıldırmadı. Van Nistelrooy tarzı futboluyla hak ettiği saygıyı görse eminim ki Beşiktaş’tan ayrılmayı hiç düşünmeyecekti. Ama ona en kötü şekilde saldırdılar. Neymiş gamsızmış, neymiş sahada bazen küsüyormuş. Böyle komik bahanelerle Beşiktaş’ın son yıllardaki en yararlı yabancısını kaçırttılar. Henüz 26 yaşında olduğunu hatırlatmak istediğim Bobo da ülkesinin iyi takımlarından Cruzeiro’nun yolunu tuttu.

Bobo’yu bu kadar övdün, neden Avrupa’da iyi bir kulübe gitmedi diyenleri duyar gibiyim. Brezilyalı, Beşiktaş’a uymuştu, kimya tutmuştu. Ülkemize ne isimli, ne kariyerli, ne istatistiki açıdan mükemmel futbolcular geldi. Ancak bunların çoğu ne bu kadar genç yaşta geldi ne de Bobo kadar katkı sağlayabildi. Türkiye’de yıllardır dönen bir geyik var. Hep işi bitmiş oyuncular geliyor, şöyle yetenekli genç oyuncuları bir türlü transfer edemiyoruz diye. Bobo, bu tür sorulara da istisnai güzel bir cevaptı ama el birliğiyle kaçırttılar Brezilyalı yıldızı. Bunu başaran herkese tek bir şey söyleyebilirim: AFERİN.

Hiç yorum yok: