9 Ağustos 2011 Salı

Premier Lig Başlarken...


Bu sezon 6 takımlı bir yarış bekliyorum demişti Sir Alex Ferguson. Kurt İskoç’un akıl oyunlarından birimi, yoksa gerçek fikirlerimi karar vermek zor ama bu sezon çok çetin bir Premier Lig yarışı izleyeceğiz gibi geliyor bana. Tabi burada son şampiyonun belirleyici rol oynayacağını söylemek lazım. Geçen sezona da Chelsea son şampiyon olarak mükemmel başlamıştı. Seri galibiyetler, Manchester United’ın deplasmanlarda üst üste puan kaybetmesi, zirvenin pek değişmeyeceğini gösteriyordu. Ama ligin neden uzun bir maraton olduğunu net bir şekilde göstermişti Sir Alex. Belki de fazla şans tanınmamasına rağmen hem ligi aldı hem de şampiyonlar liginde final oynadılar. Bu sezona girerken de yine son şampiyon favori.
Özellikle 2.yarıda tamamen gençlerden kurulu kadrosuyla Community Shield’te Manchester City gibi yıldızlar topluluğunu 2-0 geriden gelerek mağlup ettiler ve en büyük favori olduklarını gösterdiler. Premier ligin kitabını yazan menajeri bu sezon Edwin Van der Sar, Paul Scholes, John O’Shea ve Wes Brown gibi emektarlarıyla vedalaşırken Aston Villa’dan 18 milyon euroya Ashley Young’u, Atletico Madrid’ten 20 milyon euroya David De Gea’yı ve Blackburn’den yaklaşık 20 milyon euroya Phil Jones gibi genç yeteneklere United kapılarını açtı. Premier ligde, Bayern Münih’in Almanya’da yaptığı gibi bir hükümdarlık kurdu Sir Alex. Artık sezona başlarken ya Manchester olur yada diğerleri fikri yavaş yavaş yerleşiyor. Mourinho bunu kırmaya çok yaklaşmıştı ama onu da yedi İskoç Menajer. Şimdi ise yine bir Portekizli var karşısında.

İşi zor Andre Villas-Boas’ın. Öğretmeni Jose ayak bastığında Ada’ya değişim sürecinden geçen bir Manchester vardı karşısında. Ancak şimdi daha oturmuş bir takım bulacak karşısında. Yıllardır beraber oynamasına rağmen sanki heyecanını yitirmeye başlamış bir Chelsea kadrosu var genç Portekizlinin elinde. Savunması eskisi gibi sağlam olsa diyecek bir şey yok. Ancak Terry-Carvalho ikilisinin yakaladığı uyumu Terry-Luiz yada Alex de pek göremedik geçen sezon. Luiz, bu sezon uyum sorununu da atlatmış bir şekilde çıkacağından bu kararı vermede aceleci davranmayalım desek de Carvalho gibi bir ustanın yokluğu kolay dolmayacak. Orta saha, yaratıcılıktan uzak ama mücadele yönü yüksek yapısıyla yine zor geçit verecek ve yük yine Mavilerin forvetlerine binecek. Son olarak genç 22 milyon euroya alınan genç Lukaku’nun da katılımıyla hücum bölgesinde 5 üst düzey forvet oldu. Drogba, Anelka, Torres ve Kalou’dan hangilerinin oynayacağı nasıl bir sistemle oynanacağı hala soru işareti. Villas-Boas bu bölgede nasıl bir istikrar yakalayacak, en merak ettiğim soru bu. Bu sıkıntılara çözüm bulunmazsa Chelsea, Manchester United’ın son yıllardaki en büyük rakibi unvanını Kırmızıların ezeli rakibine kaptırabilir.

Manchester City, kağıt üzerinde Premier Ligin en güçlü kadrosu olarak gözükebilir ama ligimizde Beşiktaş örneğinde olduğu gibi takım olmakta zorlanıyorlar. Roberto Mancini bu yazda para harcatmaya devam etti Al Mubarak’e. Tevez’i elden çıkarmadan Agüero’yu 45 milyon euro gibi bir rakama Atletico Madrid’ten aldılar. Edin Dzeko ve sorunlu çocuk Mario Balotelli hücum hattındaki diğer isimler. Adebayor, Santa Cruz ve Bellamy hala City kadrosunda gözüküyor. Forvette bolluk var şehrin mavilerinde. İyi bir kaleci, kaliteli bir orta saha ve etkileyici forvetler var ama şu an için soru işaretleriyle dolu bir takım. Geçen sezon Arsenal’i geride bırakmayı başarmışlardı ama bu sene de aynı şeyi yapacaklar demek zor açıkçası.

Her sezon bir ara Şampiyonluk yarışında gözüken ama ligin son bölümünde yarıştan uzaklaşmayı adet haline getiren Arsenal, sezon öncesi çok sıkıntılı. Geçen yıldan bu yana bir türlü Barcelona’ya transfer olamayan ve verimi düşen Fabregas’ın durumu hala belli değil. Kaptana bu sezon Samir Nasri de katıldı. Fransız yıldızında ayrılma ihtimali Wenger’i kara kara düşündürürken Gervinho ve genç Oxlade-Chamberlain’nin ekstra katkıları Arsenal’i beklenmedik bir noktaya getirebilir. Londra’nın bir diğer büyüğü ezeli rakip Tottenham ise sezona kadrosunu koruyarak giriyor. Tabi Redknapp’ın Harry Potter’ı Luka Modric ayrılmazsa. Tecrübeli menajer, Hırvat yıldızı da takımda tutmayı başarırsa geçen sezondan daha iyi bir Tottenham göreceğimiz kesin.

Şampiyonluk yarışının son ismi ise Ada’nın en çok şampiyon olan 2.takımı Liverpool. Kenny Dalglish’in dönüşüyle Britanyalı oyunculara daha çok ağırlık veren Liverpool, özellikle 2 genç yıldız Jordan Henderson ve Stewart Downing’a 40 milyon euro ödese de geleceğin takımını kurma yolunda hızla ilerliyorlar. Belki geçen sezonun 2.yarısındaki Liverpool’u göremeyebiliriz ancak beraber oynadıkça daha iyi olan bir takım izleyeceğimizi düşünüyorum. Hatta yukarıdaki takımların olası puan kayıpları bu genç ama savaşçı ekibi yukarıya taşıyabilir. Kulübün sahibi John Henry de geçenlerde yaptığı açıklamada hedefi ilk 4 koyarak Dalglish’in üzerindeki baskıyı da aldı. Böylece sezon öncesi beklentilerden daha iyi bir Liverpool görürsek kimse şaşırmasın.

Hiç yorum yok: