23 Eylül 2011 Cuma

Ballı Galibiyet/Bursa:1 BJK:2


"Yürüye yürüye maç kazandı" cümlesini mutlaka duymuşsunuzdur. Genelde büyükler için söylenir. Yorumcuların ağzından düşürmediği bu laf, bu maçta anlamını buldu. Karşılaşmanın başından sonuna kadar Bursa kontrolünde giden oyun, ülkenin bu tip maçlarda en şanssız büyüğü Beşiktaş'ın galibiyetiyle bitti. Dostlar alınmasın, hiçbir şey oynamadan Galatasaray ve Fenerbahçe'nin çok maçını bilirim böyle. Bu tip galibiyetleri de büyükler alır zaten. Dünyada da örnekleri vardır bu tarz 3 puanların. Beşiktaş da bugün yürüye yürüye, hiçbir şey oynamadan hatta doğru dürüst mücadele bile etmeden kazandı. Maçın 40.saniyesinde tek pozisyonuna girdi Quaresma ile. Gole en çok yaklaştığı 2.an ise yine Portekizli'nin 75.dakikada ceza sahası dışından şutuydu. Koskoca Beşiktaş için maçın özeti bu. 90 dakikada iki tehlike. Son 3 dakikada ise 2 inanılmaz gol. Bursalılar hiç üzülmesin çünkü Sivok'un golü gerçekten anormal bir yere giderken Holosko'nun sayısı 2 dakika öncesinin şokuydu. 90 dakika boyunca büyük bir bölümünü 10 kişi oynamalarına hem pozisyona girdiler, hem oyunu kontrol ettiler hem de korkunç mücadele ettiler. Yedikleri gollerde Ertuğrul Sağlam'ın "yapacak bir şey yok" bakışı her şeyi anlatıyordu zaten.

Maçtan sonra taraflı tarafsız herkesin ortak eleştiri konusu doğal olarak Quaresma'ydı. Maç boyunca yine bir takım oyuncusu olmaktan çok uzaktı. Her yıldızın egosu vardır kabul ama takımını frenlersen o ego başarısızlığın anahtarı oluverir. O zaman da yıldız olmanın hiçbir anlamı kalmaz. Özellikle deplasmanlarda daha efektif bir yapıda olması lazım Portekizlinin. İnönü'de ki maçlarda bu ego sıkıntı yaratmıyor ama deplasmanlarda hayata küstürüyor. Yaptığı hatayı her defasında telafi etmeye çalışıyor ama yapamadığında da böyle gereksiz kartlar görebiliyor. Bugün gördüğü kart hayırlı oldu demek yanlış. Beşiktaş, Quaresmasız daha iyi oynamayacak. Sadece biraz daha egosunu törpülemesi istenecek. Yoksa çok iyi bir kadroya sahip olduğunu inandığım Beşiktaş için bu sene de hüsran olur. Carlos Carvalhal da iyi bir insan bu hareketlerinden belli. Ancak teknik adamlığı için aynı şeyleri söylemek zor. Bugün maç öncesinde gereksiz yere takımın ayarlarıyla oynamış. Egemen sol bekte önünde İsmail olmaz. Simao ortada olmaz. Egemen'i oyunun gerginliğini azaltmak için oyundan alması doğruydu. Ama başta bunu yapması anlamsızdı. Tek tek oyuncuları değerlendirmeyeceğim ama Sidnei'ye git gide kanım ısınıyor. Top tekniği ve hücuma çıkışları süper. Ronaldo-Zago ikilisine götürdü beni. Savunma yönü için daha bir şey söyleyemem, erken. Sonuçta Beşiktaş, başta da söylediğim gibi hiç hak etmediği bir galibiyet aldı. Arada böyle kazanmak güzel. Sorun kötü oynadığın maçların çoğalmasında olur. Bunu da zaman gösterecek.

Hiç yorum yok: