11 Kasım 2011 Cuma

The End/Türkiye:0 Hırvatistan:3


Yağmurlu bir gündü. 2012 Avrupa Şampiyonası baraj maçı için sahaya çıkmıştık. Her şey çok güzel olacaktı. Ta ki Oliç’in golüne kadar. Ardından Mandzukic’in golü… Hırvatlar bir reklam filmi çekerse seneye bizden birisi bu cümleleri kurar artık. Pletikosa reklamda oynamadı diye bıyık altından güldük, Bilic ‘o günü unutamıyorum’ dediğinde keyiflendik. Şimdi sıra Hırvatlarda. Sonuna kadar hak ettiğimiz, rakibe boyun eğdiğimiz bir maç sonrası 2012’ye gidemeden veda ettik. Guus Hiddink’in başrolünü oynadığı bu felaket filminin sonunu biliyorduk aslında çok önceden. 2.dakika Gökhan Gönül’ün hatası erken golü getirdi rakibe. Sahaya çıkan kadro çok zorlamaydı bu aşikar. 2 sağ bek Gökhan Gönül ve Sabri sahada. Hamit’e yer açmak için açığa konulmuş. Pilot kameradan bakınca skor avantajını kaybetmediğiniz sürece koşan ve oyunu kontrolünde tutabilecek bir 11 var sahada. Ama 2.dakikada golü yedikten sonra o 11’in hiçbir anlamı yoktu.

En geç 20.dakikada oyuncu değişikliği yapması gerekiyordu Hiddink’in. Golü yedikten sonra gözüken o oyuncu yapısıyla Hırvat kalesinde pozisyon bulunamayacağı belli. Zorlama artık değil mi? Burak hayatında hiçbir şekilde sırtı dönük oynayamamış. Hırvatlar çok iyi kapanıyor. Aradan pozisyon bulamayacağın belli. Çok iyi pres yapıyorsun. 15 dakika nefes aldırmamışsın. Koy Umut’u oraya, hedef santrafor olarak. Zaten 2008’in kahramanı Semih’i almayarak saçmalamışsın. Semih’in kadroda olması bile yeter. Hırvatların hala kabusu adam. Sende de hedef santraforu en iyi oynayacak isim. Hadi o yok. Umut’u alacaksın oyuna. Çünkü artık yaptığın presi ancak böyle olgunlaştırabilirsin. Atacaksın havayı topu Umut’tan sekenlerle pozisyona gireceksin. Burak bunu 10 sene geçse yapamaz.

Gökhan Gönül’ü de hemen çıkartacaktı. Servet’i takımında oynamıyor diye nasıl koymuyorsan 11’e Gökhan’ı da Fenerbahçe’de son maçlarda rezalet oynuyor diye koymayacaksın. Ama yok Mr. Hiddink de seyretti dramayı ve 32’de 2-0 oldu. Yine başrolde Gökhan vardı. 2.yarı değişikliği yaptığında ise atı alan Edirne’yi geçmişti. Gökhanlar yer değiştirdi ama yanlış isim girdi oyuna. Umut yine kenarda. Son haftaların formda ismi deli Caner girmeliydi Gökhan’ın yerine. Hiddink’in geç oyuncu değişikliği bize pahalıya mal oldu. Elemeler boyunca bir sürü hata yaptı ama bu bardağı taşırdı. Bir maçta 20.dakika oyuncu değiştirilmez diye bir kural mı var. Grup maçı değil ki bu. Kaybettiğin puanları ileride telafi edesin. Yap baba değişikliğini oyna kumarı. Başka hangi maçta riske gireceksin. Bir de tüm bunların üstüne 68.dakikada dalga geçer gibi Selçuk’un yerine Mehmet Topal’ı almaz mı? Bravo dedim. İşte büyük Hiddink. Kalan dakikaları yazmaya gerek yok.

Sonu belli olan bir film izledik 2 sene boyunca. Ara sıra senarist kendine geldi galiba dedik ama olmadı. Kötü bir prodüksiyon ve imdb notu 3.1’lik bir film. Ben Hiddink’in yerinde olsam 2.maçı beklemeden onurlu bir şekilde hemen ülkeme dönerdim. Tek + puanı o şekilde toplardı. Volkan-taraftar diyaloğu da ayrı bir rezillikti. Hakikaten garip bir ülkede yaşıyoruz. Şehitlerimize depremzedelere üzülüyoruz, ağlıyoruz, tepki koyuyoruz. Ama sonuçta bir spor organizasyonunda milli takım forması giyen bir oyuncumuz tribünlere ana avrat küfür ediyor, taraftarda ona. Emre de aynı şekilde hem sakinleştiriyor hem de küfür ediyor. Tek kelimeyle yazık…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

süper yorum.tebrikler.herkesin aşağı yukarı düşündüklerini dile getirmişsin.